http://www.cigdemdemirogluyakut.com.tr/wp-content/uploads/2024/03/green-leaves-nature-background-wallpaper_53876-102417-rotated-e1709623440598.jpg

Derimizde normalde de bulunan bir madde olan hyaluronik asitin sentetik olarak üretilmesinden oluşan dolgu maddesi enjeksiyonları, en çok kullandığımız ameliyatsız estetik uygulamalar arasındadır.
Hyaluronik asitin farklı özelliklerdeki formları, cilt veya ciltaltına uygulanarak cilde nem kazandırmak, yüzde dudak-çene-yanaklar gibi hacim eksikliği olan bölgelere gerekli hacmi sağlamak, dolguyla tamamen kaybedilemeyen derin kırışıklıkları doldurmak, gözaltı çukuru, nazolabial oluk (burundan ağız köşesine uzanan oluklar) ve marionette çizgileri (ağız köşesinden çeneye uzanan çizgiler) gibi derin olukları azaltmak amacıyla kullanılabilmektedir.
Genç yüz, kalp şeklindedir. Yüzün en belirgin noktası, elmacık kemikleri olup çeneye doğru yavaşça incelen bir görünüm ve belirgin çene hattı, estetik olarak göze hoş gelir. Ancak yaşlanmakla birlikte yüzün ağırlık noktası daha aşağıya taşınır. Yanaklarda hacim kaybı olur ve sarkan doku, çene kenarında birikerek çene hattını silikleştirir. Bu durum, yorgun bir görünüme neden olur. Yeni nesil dolgularla, çok küçük hacimde dolguları, belli destek noktalarına uygulayarak, yüzde şişmiş bir görünüme neden olmadan yüzün ağırlık noktasını, tekrar elmacık kemiklerine taşıyıp çene hattını daha belirgin hale getirebiliyoruz. Böylece ifadenizi değiştirmeden daha canlı ve genç görünmenizi sağlayabiliyoruz. Bu yeni tekniğe ‘nokta lifting’ denmektedir. Ancak dolgu uygulamalarının, yüz germe gibi cerrahi tekniklere alternatif bir tedavi olmadığını akılda tutmamız gerekir. Yüzünde ileri derecede sarkma ve deri fazlalığı olan kişiler, dolgu uygulamalarından fayda göremezler.
Yüzde dolgu uygulamaları, lokal anestezik krem sürülmesini takiben kanül veya ince iğneler yoluyla uygulanmaktadır. Dolguların çoğunlukla lokal anestezik madde içermesi nedeniyle işlem sırasında pek ağrı duyulmamaktadır. İşlem sonrası uygulama bölgesinde 1-2 gün içerisinde geçen ödem ve morluk oluşabilir. Dolgu maddelerin yüz bölgesinde kalıcılığı 6-18 ay arasında değişmektedir.

Dudaktaki hacim eksikliği de dolgu uygulamalarıyla giderilebilmektedir. Dudak doğuştan ince olabildiği gibi yaşlanmakla da hacmini kaybetmekte ve dudak çizgisi silikleşmektedir. Dolgu uygulamalarında dudağın kendine has anatomisine dikkat ederek uygulama yapmak gerekmektedir. Alt dudak, üst dudaktan daha büyük olmalıdır. Üst dudağın fazlaca şişirilmesi ördek dudak görünümüne neden olur. Üst ve alt dudakta belli bölgelerde hacim daha fazla belli bölgelerde daha azdır. Tüberkül dediğimiz çıkıntılı noktalar vardır. Buna dikkat edilmeden yapılan dolgu uygulamaları sonucunda sosis gibi bir dudak görünümü ortaya çıkabilir. Bu kötü örnekler nedeniyle hastalar, dudak dolgusu yaptırınca anormal bir görünüme sahip olacakları korkusu taşımaktadırlar. Ancak dudak anatomisine hakim uzman ellerde yapılan uygulamalar sonucunda hem hacimli hem de doğal dudak görünümüne kavuşabilirsiniz. Dudak hacmi yeterli olan hastalarda sadece dudak deri sınırına yapılan dolgu uygulaması, dudağın belirginliğini arttırdığı gibi sigara çizgileri olarak isimlendirdiğimiz dudak üstündeki dik kırışıklıkları da bir miktar azaltabilmektedir.
Dudak dolgusu, uygulanacak dolgu miktarına bağlı olarak sadece lokal anestezik krem sürülerek veya sinir blokajı ile dudak tamamen uyuşturularak yapılabilmektedir. Uygulama ince iğne veya kanülle yapılmakta olup işlem sonrası özellikle ilk gün bir miktar ödem olmaktadır. Dudak dolgularının kalıcılığı, 6-12 ay arasındadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Whatsapp'tan Yazın
Merhaba👋
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?